15 Ağu 2012

Çığlık "The Scream" - Munch


Bir yolda yürüyordum iki dostumla
Güneş batıyordu
Aniden kan kırmızısına döndü gökyüzü
Durakladım bitkin hissederek, ve dayandım yanıbaşımdaki korkuluğa
Kan ve ateşten diller vardı şehrin ve mavi-siyah fiyordun üzerinde
Dostlarım devam etti, ama ben orada kaldım endişe ile titreyerek
Ve doğadan sonsuz bir çığlığın geçtiğini hissettim.

Edvard Munch'un 1895 yılında tamamladığı Çığlık "The Scream" isimli eserinin pastel versiyonu olan ikinci kopyasında üstteki dizeler yer almaktadır. Dizeler Munch'un eserini tasarlarken temel aldığı hatırayı ve o andaki ruh halini açıklar niteliktedir.

Şiirde de bahsedilen ögeleri teker teker resimde kolayca seçmek mümkündür. Geride yol üzerinde devam eden ressamın arkadaşları, arka planda şehir ve mavi-siyah renkteki fiyord kolayca fark edilir. Munch'un de tasvir ettiği şekilde gökyüzü kan kırmızısına boyanmış ve ateş rengi hareketli bulutlar ile kaplıdır. Ön planda görülen çığlık atmakta olan korkmuş figür de Munch'un tasviri ile kendisidir.

Üstteki açıklamaları göz önüne almadan bir an için resim ile ilgili hiçbir şey bilmediğimizi düşünelim. İlk bakışta ön plandaki tedirgin karakter bizi rahatsız eder. Yüzündeki korku, endişe, şaşkınlık ve delirme arası ifade bir şeylerin yolunda gitmediğine dair bir his uyandırır içimizde. Endişe içinde elleri kulaklarında çığlık atmaktadır. Bir yandan da eğimli gövdesi ile telaş içinde olduğunu aktarmaktadır seyirciye. Bu figürün sıradışı bakışı, duruşu ve vücut şekli hemen arka soldaki yola devam eden "düz" figürler ile ciddi bir zıtlık oluşturur. Bu şekilde de ön plandaki çığlık atan figürün diğer ikisinden farklı bir ruh hali içinde olduğunu anlarız.

Benzer şekilde fiyordun, dağların ve gökyüzünün kıvrımlı formları çığlık atan figürün başı, elleri ve vucüdunun eğimli duruşu ile uyum gösterir. Bu şekilde figür doğanın formları ile bütünleşmektedir. Munch'un açıklamasına göre doğadaki bu çığlığı hisseden karakterin onunla nasıl hem ruhsal hem de fiziksel olarak bütünleştiğini görebiliriz.

Son derece sade olmasına rağmen Munch'un eseri seyirciye o anda içinde bulunulan ruh halini tüm yalınlığı ve çarpıcılığı ile sunar. Bu resme bakan hiç kimse ana karakterin mutlu veya neşeli olduğunu söyleyemez. Ressamın ne kadar az ayrıntı ile karakterde bu endişeli, korkmuş ifadeyi yaratmış olduğuna şaşırmamak elde değildir.

Dışavurumculuk akımının en gösterişli eserlerinden biri olan Çığlık "The Scream", akımın temel özelliklerini tüm mahareti ile sergiler. Fırça darbeleri, renk kullanımı ve formların çarpıtılması ile fiziksel gerçekliklerden çok insan doğasının, duyguların dışa vurumu bu şekilde sağlanmış olur.

Çığlık "The Scream" tüm zamanların en popüler eserleri listelerinde genelde ilk 5 eserden biri olarak görünür. Bir ikona dönüşmüş olan Çığlık'ta yer alan yüz ifadesi günümüz sinemasının popüler gerilim serisi "Scream"deki maskeye de ilham vermiştir.

Konum: Norveç Ulusal Galerisi "National Gallery of Norway", Oslo
Tarih: 1893
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: Dışavurumculuk "Expressionism"

3 yorum:

  1. Çok güzel yazı.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Ben teşekkür ederim takibe devam ettiğin için.

    YanıtlaSil
  3. Çığlık çok meşhur bir eser olmasına rağmen farkettim ki kimin çizdiğini bilmiyormuşum. Nedense bana van Gogh un muş gibi gelmiş bunca sene :)
    Pastel olduğu için birazda çizimi benzettiğim için bu kanıya vardım sanırım.
    Sonuç olarak; Blogunuzu çok beğendiğimi ve çok faydalı bulduğumu söylemek isterim

    YanıtlaSil