Jan Van Eyck'ın bu ayrıntılarla dolu eseri sembolik resmin temel taşlarından biridir. Resimde görülen iki kişi o dönemde Bruges'de yaşamış olan İtalyan tüccar Giovanni Arnolfini ve eşi Giovanna Cenami'dir.
İncelikli ve özenli giysileri Giovanni ve Giovanna'nın üst sınıfa ait bireyler olduğunu göstermektedir. Resimdeki konumları bir tesadüf değildir. Giovanni Arnolfini pencere tarafına doğru, yani evin dışına doğru konumlanmıştır. Bu da erkeğin dış dünya ile bağlantısını vurgularken eşinin odanın iç tarafında yer alması kadının ev ile ilişkilendirilmiş olduğunu bize gösterir.
Resimde bir düğün veya nişan seramonisinin gerçekleştiği düşünülmektedir. Seyircinin dikkatini çekecek şekilde tam ortada noktada yer alan dışbükey ayna bu düğüne işaret etmektedir. Dikkatli bakılacak olursa aynada damat ve gelinin yansımaları dışında tam karşılarında ortada duran iki ayrı kişinin daha varlığı seçilir. Bu kişilerin de o anda evlilik yemini eden çiftin şahitleri olması olasıdır. Aynanın hemen üstünde yer alan yazıda "Johannes van Eyck buradaydı" ibaresi de bu şahitlerden birinin Van Eyck'ın bizzat kendisi olması olasılığını güçlendirir. Çiftin o dönemde belki de gizli bir evlilik yaptıklarını ve Van Eyck'tan da fırçası ile olaya şahitlik etmesini istediklerini düşünebiliriz.
Resmin her köşesinde Hristiyanlığa dair ayrıntılar görülmektedir. Örneğin, aynanın çevresinde yer alan küçük madalyonlarda İsa'nın Çilesi'nden görüntüler sergilenmektedir. Yatağın başlığında asılı küçük süpürge ve tesbih Hristiyanlığın iki temel öğüdü 'çalışma' ve 'dua etme'yi simgelemektedir. Avizede yer alan yedi mumdan yalnızca biri yanmaktadır; bu da muhtemelen dönemin geleneklerine uyarak gelinin damada düğün öncesi vermiş olduğu mumdur. Yanan mum, Tanrı'nın ortamdaki sonsuz varlığını simgeler.
Çiftin hemen önünde duran köpek sadakati temsil eder. Köpeğin solunda yer alan takunyalar damadın düğüne olan saygısını göstermek amacı ile çıkarılmıştır. Damadın arkasındaki masada yer alan portakallar insanoğlunun İlk Günah'ı (bknz. İlk Günah ve Cennetten Kovuluş "The Fall of Man and Expulsion from Heaven" - Michelangelo) öncesi saflık ve masumiyetini simgeler. Aynı zamanda zenginliği de vurgulamak için birçok resimde portakal resmedilmiştir. Çünkü o dönemde oldukça pahalı olan portakal, zenginlerin evleri dışında diğer evlerde bulunmazdı.
Dönemin Flaman ressamlarının anlayışı ile aynı paralellikte, resimde bütün ayrıntılar son derece titizce işlenmiştir. Dikkatli bakıldığında köpeğin tüylerinden, gelinin giysisindeki işlemelere ve ahşaptaki desenlere kadar birçok ayrıntıdaki incelikli ve titiz çalışma göz kamaştırıcıdır.
Konum: Londra Ulusal Galerisi "National Gallery", Londra
Tarih: 1434
Dönem: Rönesans
Alt Grup: Kuzey Rönesansı "Northern Renaissance"
sadece blog için teşekkür etmek istedim.
YanıtlaSilbu resimle ilgili biz bir de şöyle bir yorum yapmıştık aldığım derste. ben - sınıftaki çoğu insan da- ilk baktığımda mesela kadını direkt hamile olarak görüyoruz, sanki yanındaki de onu ve çocuğunu kutsuyor gibi ama aslında kadın hamile değil, o dönemdeki elbiseleri tutuş şekli ama burada bunun sebebi olarak Eyck'in yakın dönemde karısını kaybettiğini ve biraz da hayalindeki şeyi yansıtmış olabileceğini tartışmıştık :)
YanıtlaSil