9 Nis 2013

Hylas ve Su Perileri "Hylas and the Nymphs" - Waterhouse


Hylas ve Su Perileri konusunu ünlü Yunan miti Iason ve Argonotlar'dan "Jason and the Argonauts" alır. Iason önderliğindeki Argonotlar dönemin zenginlik ve iktidar simgesi Altın Post'u "The Golden Fleece" aramaya çıkmış olan bir grup kahramandan oluşmaktadır. Hylas'ın hikayesi bu mit içinde küçük bir kısmı kapsar.

Argo gemisinde Argonotlar ile birlikte yol almakta olan Hylas son derece yakışıklı ve çekici bir gençtir. Aynı zamanda meşhur Herkül'ün "Herakles" de yoldaşıdır (Yunan kültüründe aynı zamanda - bir nevi - sevgilisi anlamına gelmektedir). Hylas, geminin durakladığı bir adada yolcular için temiz su bulmak için gönderilir. Bir su kaynağına ulaşan Hylas su doldururken onun güzelliğinden etkilenip çevresini saran Su Perileri "Nymphs" tarafından büyülenir, kendilerine aşık edilir ve sonrasında da ortadan kaybolur. Hylas'ın kayboluşundan sonra adayı karış karış arayan Herkül, bir türlü Hylas'ın izine rastlayamaz.

Waterhouse, bu kısacık hikayenin en etkileyici anını seyirciye sunmaktadır. Elindeki su kabı ile göle yanaşmış Hylas resmin sağ tarafında yer almaktadır. Diz çökmüş su dolduracağı sırada su perileri ile çevrelenmiştir. Su perileri gölün içinde farklı noktalardan sanki biraz önce sudan çıkıvermiş izlenimi vermektedirler. Perilerin son derece doğal ve duru görünümleri ile birlikte çıplaklıklarını saklama gereği duymamaları da onların doğanın bir parçası olduğunu vurgular. Perilerin hepsi bakışlarını Hylas'a doğru yöneltmiş; durgun, dingin ve büyülenmiş şekilde Hylas'a yanaşmaktadırlar. Figürlerin her birinde hipnotize olmuş bakışlar veya hayallere dalıp gitmiş gibi görünen bir eda göze çarpar.

Hylas'ın olağanüstü güzelliği ile büyülenmiş olan su perileri aslında bir yandan da Hylas'ı büyülemektedirler. Hylas'a usul usul yanaştıklarını hissettiğimiz perilerden birinin Hylas ile gözgöze geldiğini ve kolundan tuttuğunu görürüz; bir diğeri ise yan taraftan delikanlının elbisesinden çekiştirmektedir. Hemen birazdan su perilerinin büyülenmiş Hylas'ı yavaş yavaş suya çekeceğini hissederiz. Çünkü, Hylas da perilerin varlığı ile çarpılmış ve onlara doğru yönelmiştir.

Waterhouse, bir Ön-Raffaellocu (bknz. Ophelia - Millais) olarak figürlerini mümkün olan en doğal ve yalın güzellik çerçevesinde resmetmiştir. İncecik boyunları, zarif kolları ve açık tonlardaki tenleri ile periler alışılmış idealize Rönesans figürlerinden - hafif toplu kadınlar - (bknz. Galatea'nın Zaferi "The Triumph of Galatea" - Raffaello) oldukça farklıdırlar. Perilerin bu dikkat çekici renkleri ve çarpıcı etkisinin tersine Hylas resimde esmer ve karanlık tonlarda resmedilmiştir. Waterhouse'un amacı büyük olasılıkla resimdeki dikkati Hylas'tan çok çarpıcı bir etki yaratacak şekilde su perilerine çekmek ve tıpkı Hylas gibi seyirciyi de büyülemelerini sağlamaktır.

Konum: Manchester Şehri Sanat Galerisi "Manchester City Art Gallery", Manchester
Tarih: 1896
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: Ön-Raffaelloculuk "Pre-Raphaelism"

4 yorum:

  1. merhaba bişeyi merak ediyorum hylas tam adı nedir ya da sadece hylas diye mi okunuyor. soyadı ya da adının başında bir isim bulunmakta mıdır yardımcı olursanız sevinirim. yunan adıyla okunduğundada hylas diye mi okunuyor ve yazılıyor ?

    YanıtlaSil
  2. Hylas isminin başında veya sonunda bir ünvan, lakap vs olduğunu sanmıyorum. Antik Yunan'da adı geçen karakterlerden biri sadece. Yunanca Hylas "İlas" diye okunuyor. Daha fazla bilgi için Wikipedia'ya başvurulabilir: http://en.wikipedia.org/wiki/Hylas
    (Maalesef İngilizce)

    YanıtlaSil
  3. yukarıdaki yazı hylas hikayesini farklı anlatmış.
    mesela .adaya çıkmışlar tatlı su alacaklarmış. o ada hangi ada .
    iki. denizin ortasındaki hangi adada su garantidir
    üğçüncüsü.adada arama yapanlar başka insana rastlamamışmı.
    bu hikaye.kios yani bugünki gemlikte olmuştur.strabon öyle yazıyor. ve hylas babasını öldüren herkülden kurtulmak için kaçmıştır.ve hdırellez başlamıştır.
    detay.necmettin koctürk. facebook.ta.

    YanıtlaSil
  4. Necmettin Bey,

    Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Strabon'un bu şekilde anlattığı versiyonu bilmiyordum, sizden öğrenmiş oldum.

    Konu mitoloji olunca tek bir kaynağın söylediğinin doğru, diğerlerinin yanlış olduğunu belirtmek maalesef çok güç. Herhangi bir kanıta dayanmayan hikayeler bunlar çünkü. Ovid başka anlatır, Strabon başka, Theocritus bambaşka.

    Benim amacım eseri incelemek olduğu için ressamın inanındığı ve resmettiği hikayeyi açıklamaya çalıştım.

    İlginiz için teşekkürler

    Selamlar

    YanıtlaSil