4 Kas 2014

Ölü Matador "The Dead Toreador" - Manet


Edouard Manet, yaşadığı döneminde çizgisel perspektif konusunda yetersiz bulunmuş, tartışmalı konularda ve manevi yönden zayıf eserler vermiş olduğu düşünülerek şiddetle eleştirilmiştir. Geniş ve rahat fırça darbelerinin, çarpıcı renk kombinasyonlarının ve tuhaf görünebilecek eser boyutlandırmalarının dikkati çektiği eserleri, çoğu zaman dönemin akademik sergi salonları tarafından reddedilmiş ve eleştirilere maruz kalmıştır. Oysa tüm bu olumsuzluklara rağmen Manet, ellibir senelik kısa hayatında sanat tarihinin en yaratıcı, etkileyici ve yenilikçi ressamlarından biri olmayı başarmış ve zaman içinde "Modernizm'in Babası" olarak adlandırılacak kadar değer kazanmıştır. Radikal yeniliklerinden olan çizim alanının iki boyuta indirgenip düzlemleştirilmesi, iddialı ışık efektleri, basitleştirerek kullandığı yeni resmetme tekniği ve çağdaş yaşamdan konuları yansıtan eserleri ile Manet, sanatta çığır açabilen sayılı ressamlardan olmuştur. 

1865 yılında, Paris'te maruz kaldığı olumsuz tepkiler ve sanatının takdir edilmemesi üzerine bunalan Manet, İspanya'ya bir seyahatte bulunmuş ve orada Velázquez ve Goya gibi ünlü İspanyol ressamların eserlerini inceleme ve özümleme fırsatı bulmuştur.

İspanyol sanatı ve kültüründen esinlenerek ürettiği eserlerden biri olan Ölü Matador, ressamın aslında daha geniş bir çalışmasının sadece bir yarısıdır. 1864 yılında sergilenmek üzere sunulan Bir Boğa Güreşinden Olay "Episode from a Bullfight" isimli eseri yine sanat eleştirmenlerinin ağır tepkisine maruz kalmıştır. Bir boğa güreşi sırasında yaşanan dramatik bir olayı betimleyen eserde ön planda ölü halde yere serilmiş bir matador görülürken, ortaplanda matadoru öldüren boğa ve arenada yer alan diğer matadorlar görünmektedir. Eserin özgün hali bugün mevcut olmasa da diğer yarısı da göz önüne alınarak görünümünü tahmin etmek mümkündür (bknz. aşağıdaki birleştirilmiş tahmini versiyon).


Bir Boğa Güreşinden Olay "Episode from a Bullfight", 1864 (İki ayrı resmin bir araya getirilmesiyle oluşturulan eserin tahmini özgün hali)
Özellikle eserde ön plandaki ölü matadorun ortaplandaki boğaya göre çok daha büyük göründüğü anlaşılmaktadır. Aynı zamanda matadorun katı duruşu da eleştirmenleri açıkça rahatsız etmiş olmalı ki, eser "Ölü bir ahşap matadorun bir boynuzlu fare tarafından öldürülmesi" olarak esprilerden nasibini almış ve karikatürlere konu olmuştur.


Eserle ilgili karikatür - Bertall, Le Journal Amusant, 1864
Manet, söz konusu katı yorumların üstüne resmi ikiye ayırmış, ve resmin ilk yarısını ciddi bir değişiklik yapmadan korumuştur. Resmin bu kısmı Boğa Güreşi "The Bullfight" ismi ile sergilenmektedir.


Boğa Güreşi "The Bullfight" (1864), Frick Koleksiyonu, New York
Resmin ikinci yarısı üzerinde ufak oynamalar yaparak, özellikle geriplanı boyayıp kapatan ressam, oldukça sade ve düz bir görünüm elde etmiştir. Bu sayede matador figürünü boğa güreşi atmosferinden soyutlamış ve izole edilmiş "vahşi bir ani ölüm" ikonuna dönüştürmüştür. Ciddi biçimde perspektif daralmasına maruz kalmış olan bu ölü adam figürü, seyirciye yakınlığı ve tamamen yalıtılmış biçimde görünümüyle son derece sarsıcıdır. Ölü adamın kimliğini ve neden öldüğünü bize gösteren tek şey üzerindeki giysi, yanındaki kılıç ve elindeki pelerindir. Üzerinden yere sızmış kan ise acılı ölümünün göstergesidir.

Matadorun gövdesi ve duruşu abartılı biçimde katı ve ruhsuz gibi görünse de Manet, istediği şok edici görünümü ve ölümün acımasız karakterini seyirciye başarıyla yansıtmıştır. 17. yüzyıl İspanyol sanatı etkisiyle kullandığı koyu ve karanlık tonlarla birlikte giyside yer alan ipek hissi veren beyaz-gümüş tonlar ve pelerinin gülkurusu rengi son derece uyumlu bir renk paleti ortaya koyar ve ressamın renk kullanımındaki ustalığını öne çıkarır.

Konum: Ulusal Sanat Galerisi "National Gallery of Art", Vaşington
Tarih: 1864
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: Gerçekçilik "Realism"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder