4 Haz 2012

Belleğin Azmi "The Persistence of Memory" - Dalí


Dalí'nin bu eseri çoğu zaman 'Modern Sanat'ın ve 'Gerçeküstücülük'ün evrensel simgesi sayılmaktadır. Eserde ilk bakışta göze çarpan eriyen saatler ve resmin ortasında yer alan biçimsiz, tuhaf insan yüzüdür. Arka planda ise Dalí'nin yerlisi olduğu İspanya'nın Katalonya bölgesindeki Port Lligat'tan bir manzara yer almaktadır. Resim, halüsinasyon ile rüya arasında bir geçiş formu gibidir.

Klasik sanat eserlerinde görülen klasik sembolleri yorumlamak genelde çok da zor olmasa da modern döneme ait bu eserdeki sembollerin yorumlanması birçok farklı yönde ve farklı biçimde olmuştur. Birçok yorumda da ele alındığı üzere Dalí bu resmi o dönemde gündemde olan Einstein'ın Görecelilik Kuramı "Theory of Relativity" üzerine kurgulamıştır. Kuramla uyumlu olacak şekilde resimde zamanın ve mekanın doğrusal anlamda bir bütünlük ve birbiriyle uyum içinde olduğunu söyleyemeyiz. Resimdeki nesneler tamamen bakış açısında göre yeniden şekilleniverecek ve formlarını yitirecek gibi görünmektedir. Özellikle eriyen saat sembolünün zamanın göreceliliğine dair bir işaret olduğunu düşünebiliriz.

Arka plandaki kayalıklar gerçekliği ve sonsuzluğu simgelerken ön plandaki eriyen saatler kontrollü zamanın evrenin bu gerçekliği ve sonsuzluğu karşısında ne denli yapay bir kavram olarak kaldığını vurgulamaktadır.

Dalí, bu eserini hiçbir zaman tam anlamı ile açıklamamıştır, fakat Görecelilik Kuramı üzerine kurgulanıp kurgulanmadığı sorulduğunda, saatlerin eriyen bir Camembert peynirinden esinlenerek tasarlandığını belirtmiştir. Dalí, 1931 yılında halen kendi atılımını yapmaya çalışan 27 yaşında bir sanatçı olduğu dönemde resmin geri planında yer alan Port Lligat manzarası üzerinde yoğunluklu olarak çalışmaktadır. Fakat manzara resmini nasıl tamamlayacağı konusunda hala bir fikre sahip değildir. Bu resimle ne yapması gerektiği konusunda kendi içinde bocalaması devam ederken bir gün henüz yediği Camembert peyniri üzerine yoğunlaşmaya başlar. Sıcakta eriyen peynirin yapış yapış görüntüsü, Dalí'nin gittikçe artan baş ağrısı ve sıkıntılı ruh hali ile birleşerek ona bir halusinasyon yaşatır. Bu yaşadığı halusinasyon etkisi ile resimdeki eriyen saatleri tasarlamaya karar verir. 

Ortada görülen insan yüzünün genelde Dalí'nin kendi yüzü olduğu iddia edilir. Gözü kapalı ve uyku halinde görülen bu figür sözü geçen bu halusinasyon/rüya olayına işaret ediyor olabilir. Rüyada görülen nesnelerin genelde biçimsiz oluşunu çağrıştırırcasına bu figür de oldukça şekilsiz bir görüntüye sahiptir. Bu açıdan bakıldığında resimdeki saatlerin de rüya görülürken geçen zamanı işaret ettiğini düşünebiliriz.

Resmin hemen sol alt köşesinde yer alan saat üzerindeki karıncalar ve eriyen saat üzerinde görülen sinek, çürüme ve yok olmayı sembolize etmektedir. Resimdeki tek bitki olan zeytin ağacı Dalí'nin birçok eserinde genel anlamı olan huzur, umut ve iyileşme simgesi olarak kullanılmıştır. Fakat, bu resimde kurumuş olarak çizilen bu ağaç başka bir kavrama işaret etmektedir: 'Ölüm'. Resmin genelinde yansıtılan bu ölüm hissi, sinek ve karıncalar, bomboş kumsal, geri plandaki sade sonsuzluk, eriyen saatlerle geçen zaman hissi ve uyku/rüya göndermeleri ile de desteklenmektedir.

Konum: Modern Sanat Müzesi "Museum of Modern Art (MoMA)", New York
Tarih: 1931
Dönem:Modernizm
Akım: Gerçeküstücülük "Surrealism"

2 yorum:

  1. Uzun zamandır bu tablonun anlamını araştırıyordum teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  2. Anlatım için teşekkürler.

    YanıtlaSil